1 Mayıs 2008 Perşembe

Bu Türkiye'ye yakışmadı...

1 Mayıs, emekçilerimizin, işçilerimizin bayramı iken bu gün bir anda kargaşa, kavga ve şiddetin hüküm sürdüğü Kaos Günü'ne döndü. Bu yurdun bir vatandaşı, genci olarak bir kaç gün öncesine kadar "1 Mayıs yürüyüşlerine katılıcam!" diye ortalarda gezinirken ailemin de uyarılarıyla bu karardan vazgeçtim. İyi ki vazgeçmişim...

Her sene büyük bir coşkuyla, yürüyüşlerle kutlanır 1 Mayıs İşçi Bayramı. Ancak bu yıl Taksim Meydanı'na yapılacak olan yürüyüş, polisin darbesine maruz kaldı. Otoriteler bu durumu "DİSK'in bu kadar ısrarcı olacağını düşünmemiştik" şeklinde değerlendirdi ve aynı otorite polis güçlerini harekete geçirerek DİSK binasını kuşatma altına aldı. Polis güçleri, amaçları sadece yürüyüş yaparak bayramlarını kutlamak isteyen çalışan sınıfını postallarının altında ezmek istedi. Nedense aynı zaman dilimi içerisinde polis bir hastahaneye gaz bombası atarak oraya iyileşmek için gelmiş, tıpkı dışarıda yürüyüşe hazırlananlar gibi suçsuz insanları hedef aldı.

Bu durum bana hoşuma giden iki sözü hatırlattı:
"Kontrolsüz güç, güç değildir."- (sanırım) Pirelli reklamlarının sloganı
"Büyük güç , büyük sorumluluk gerektirir."- Peter Parker'ın amcası.

Bu iki sözün anlamı benim için çok büyük. "Güç" dediğim kavram, onu elimde tuttuğum sürece, yeteneklerim doğrultusunda; iyiyi, güzelliği, doğru olanı koruyabilmem; kaosa, kötülüğe, şiddete, ahlaksızlığa yol açan unsurların sonuçlarını iyileştirebilmem ve her zaman doğru olanı desteklemem için bana gereken, cesaret ve yaşama isteğidir. Elbette bu benim bireysel olarak elimde tuttuğum "güç".

Devletlerin gücü ise kendilerini destekleyen halktan gelir. Bu nedenle en büyük sorumlulukları halkla ilgili olanlardır. Yasa ve yaptırımları halkın ortak olarak onayladığı unsurlar olmak zorundadır. Bunun yanında, devletler halklarının geleceğini ve önceliklerini düşünerek hareket etmeli, halkları arasındaki barışı sağlamalı, insanlarının can ve mal güvenliğini korumalıdır. Ancak hiçbir devlet, halkı tarafından bayram olarak ilan edilmiş bir günde halktan insanlara zulüm edemez; aksine halkı destekler, halkın eleştirilerine açık olur ve bu eleştiriler doğrultusunda eksiklerini tamamlar.

İşte bu nedenlerden ötürü, ülke dışında veya içerisinde söz sahibi olan hükümet ya da devlet, en büyük güç sahibi olan unsurdur ve bu gücün gerektirdiği şekilde, insanlarının yararına olacak bir devlet politikası izlemeli; halkından aldığı bu gücü zorbalık, işkence ve darbe için kullanmaMAya dikkat etmeli, kontrolü elinden bırakmaMAlıdır. Bütün bunlar bir devletin en büyük sorumluluklarıdır.

Hiç yorum yok: